User Review
( votes)Karne Bahane Teşhir Şahane Olmasın
Kısa bir zaman önce kar yağışını gören herkesin, kar fotoğrafı paylaşım çilesi vardı
Şimdi de, karne tebrik çilesi başlar. Ne, başladı mı?
Çile bize değil. Çile, sizin, çocuğunuza bilmeden ördüğünüz çoraptır.
Evindeki Çocuğunu, Sosyal Medyada Tebrik ETME!k de Ne ?
Çocuklarınızın, karne dahil mutluluk pozlarını, teşekkür, takdir belgelerini, okullarını belli edecek okul fotoğraflarını, doğum günü ve başkaca etkinlikler nedeniyle çekilmiş fotoğraflarını, sosyal medyada teşhir etmeyiniz.
Çocuk tacirleri ve istismarcıları, fotoğraftaki ve yazdığınız hiç de önemsemediğiniz bilgileri;
adı soyadı
yaşı
cinsiyeti
fiziksel özellikleri
çocuk ve ailesinin / etrafının ekonomik durumu
hangi okulda kaçıncı sınıfta okuduğu
öğretmeni
okulun bulunduğu semt
kullandığı servis
annesi babası kim
diğer eş dost akrabaları kim
diğer arkadaşları kim
…
karne, not ve yorumlarından yola çıkarak, çocuk tacirleri ve istismarcıları, masa başında oturdukları yerden, çocuğunuzun etkin ve etkin olmadığı, yetkinlikleri, zayıf yönleri, ilgi alanları… gibi daha çocuğu bir kez bile görmeden, çocuğun karakter yapısı, kişilik özellikleri … gibi konularda birçok bilgiye eriştiler bile.
Siz o esnada neredeydiniz?
Sanırım, siz, o esnada, karneye gelen tebrik mesajlarına yanıtlar yazıyordunuz.
Bağıra bağıra ve hiç bilmeden, istemeden, çocuğunuz hakkında o kadar çok bilgi verdiğinizi, şimdi fark ettiniz.
Şu an, içinizden, tüm geçmişteki paylaşımlarınız, gözlerinizin önünden dehşetli bir filmin kareleri gibi geçiyordur.
Korkmayın, telaşlanmayın, paranoyaya sardırmayın, zaman ayırarak, tüm geçmiş sosyal medya paylaşımlarınızı, uygun oldukça taramak, elemek, düzenlemek, silmek elinizde.
Bir yerlerde kopyası olabilir mi? Olabilir.
Bu paylaşımları çocuklarınız yapmış ise, önce yukarıda edindiğiniz farkındalığı onların da edinebilmesi için, onları sıkmadan, korkutmadan, ürkütmeden, olabilecek zararlarını anlatarak, tehlikeyi anlamalarını sağlayın.
Bu sizdeki gibi hemen bir dakikada olmayabilir, bu nedenle çocuğa hemen sosyal medya hesabını sil, hemen kapat, hemen tüm paylaşımları sil gibi emirler, ters tepebilir.
Örneğin, içerikler sizin görmenize kapatılırken, diğerlerine açık olarak görünmeye devam edebilir. Bu da çocuğunuzu, sosyal medyada sizden kaçan, herkese yakalanabilen hale getirebilir, buna diğer ifadeyle yer altına indirmeye sebep olmak da diyebiliriz. Paylaşımların bazılarını silmeye yanaştığında, bazılarını silmek istemediğinde, fotoğraflarda bilgi içerikli yerleri keserek/buzlayarak tekrar paylaşma imkanını sunmanız, orta yolu bulmakta iyi bir çözüm olabilir.
Çocuk tacirleri ve istismarcılarının işine yarayacak paylaşımlara fırsat vermemek noktasında, siz, aile tarzınız, çocuğunuz, iletişiminiz, sevgi, ilgi kuvvetinizle, birçok başka faydalı ve farklı çözüm yollarını beraber üretebilirsiniz.
Okullardaki eğitim kadrosu, idareciler, öğretmenler de, her çocuğun, her etkinlikte çekilen fotoğraflarını, hele hele çocukların alenen gözüktüğü, veri olacak birçok bilginin yer aldığı iletileri, sosyal medyada rahatça paylaşmıyor olmalılar.
Okullarımız, yuvalarımız, ailelerimiz, dostlarımız, akrabalarımız, çocuklarımızın tanıdığımız arkadaşlarıyla, yüzyüze, gönül gönüle, fiziken, canlı canlı, hissedilerek yaşanan paylaşımlar, neden bize yeterli gelmez?
Bunu, sık sık, çok çok düşünelim.
Oysa, en kuvvetli hissetme, o an ve ortamlarda olur.
Her Karne Kar Tanesi Kadar Güzeldir
Çünkü her karne, her bir çocuk demektir, masumca dünyaya gelen, burada bizlerle eğilip bükülen, yoğurulan, bizlerle şekil alan, o her bir çocuk, toplumdaki her biz’lerin toplam karnesi demek.
O kar tanelerine, o karnelere, o çocuklara, o bizlere bu özen gözüyle bakalım.
Kirli elleri o kar taneleriyle oynamasına fırsat vermeyelim.
Çocukları karneden önce eğitelim ruhen, fikren, kalben ve bedenen.
“Kırık bir çocuk kalbi, kırık bir karneden daha kötüdür. Öyle ele alın ki kırıklığı, sevgi ve kararlılık oluşsun” (Pedogoji Derneği)
“Unutmayın; ‘Karnen kötü gelsin seni öldürürüm’ diyen hiç bir baba çocuğunu öldürmedi ama babasının korkusundan intihar eden çocuklar oldu.” (Bedirhan Gökçe)
Bir de, tatil diye, boş zaman diye bir şey yoktur.
Zaman vardır.
Nefes alışveriş vardır.
Ve zamanı işlemek vardır, akarak.
Böyle isimlendirmeler (tatil, boş zaman) bölmektir akarı, akanı, akacak olanı.
“Zaman akıp gidiyor, dur demek olmaz”, şarkının dediği gibi dur demeyelim kendimize, kötüler var diye.
Karne dahil zamanın, ömrün, ömür günlerinin her bir saniye zerresini dolduralım en muhteşem içeriklerle.
İyi ömür karneleri hepimize.
Sevgiler
17.01.2020 10:46
Ne Hissettiniz?
Sizin yukarıdaki konu hakkında düşüncelerinizi, tecrübelerinizi, tedbir ve çözüm önerilerinizi aşağıdaki yoruma yazar mısınız rica etsem? Teşekkür ederim.
Paylaşır mısınız?
Yazıyı, tehlikeden uyarmak istediklerinizle paylaşır mısınız? Teşekkür ederim.17.01.2020
Aynen katılıyorum, Şükran Hanım. Eğitim seviyesinin düşük olmasının yanında, empati(duygudaşlık) kurmayı da bilmiyoruz. Gözlediğim kadarıyla toplumun en az üçte ikisi, sahip çıktığı yanılgısıyla birbirini malı, eşyası gibi görüyor. Hatta ana babaların çoğu evlatların malı gibi görüyor, onlara saygı duyuyor. Meslek seçimlerinden, evliliklerine kadar anlamsız diretmelerde bulunuyor. Beri yanda toplumda ensest ve pedofili sapkınlıkları da korkunç boyutlarda. Ne diyeyim!.. İnsanlar zaman ve enerjilerini yanlış yerlerde harcayınca böyle oluyor demek ki! Eğer zamanında Köy Enstitüleri devam etmiş olsaydı, bugün böyle mi olurduk? Öz eğitim seviyesine gelmiş bireyler olarak, her durumda analiz yapma yeteneği ile en uygun ve en insancıl çözüm yollarını bularak, şimdiki gibi bireysel değil de genel menfaatlerin peşinde olurduk. Kamu bilinci artacağı için her vatandaş kendi onurunu, diğerlerinin onurlarıyla bütünleştirirdi. Kamu vicdanı ve adalet zirveye çıkardı.
Selamlar Hasan Er
Okuyup, düşünüp ve de düşüncelerinizi aktardığınız için teşekkür ederim
İnsanoğlu enerjisini doğru konuya harcasa ve en çok da kendini ehlileştirmeye kullansa, belki de problem nedir bilmeyeceğiz
Teşekkür ederim
Şükran Aydın
Yorum Ekle